Karboksiterapi, cilde, karbondioksit gazı enjekte edilmesine denilir. Karbondioksit gazı, gözle görülmeyen, kokusu olmayan bir gazdır. Doğal olarak vücutta her hücresel metabolik faaliyet sonucunda ortaya çıkar ve kan yoluyla, akciğerlere taşınır. Daha sonra soluk alıp verme işlemi sonucu dışarıya atılır. Karbondioksit, vücudun alışık olduğu bir gazdır. Karboksiterapi, cildin daha genç olması ve daha genç gözükmesi için cilt içine yapılan karbondioksit enjeksiyondur.
Karboksiterapi, göz çevresindeki şişkinliği ve koyu halkaları ortadan kaldırmaya ya da azaltmaya yardımcı olur, cildi daha temiz, daha pürüzsüz hale getirmeye ve yağ dengesini düzenleyerek cilt kuruluğunu önlemeye çalışır.
Deri altına yapılan enjeksiyondan sonra, kan dolaşımı hızlanarak karbondioksiti bölgeden uzaklaştırmaya çalışırken, dokuya oksijen bırakır ve marşa basar gibi hücresel faaliyeti başlatır, bu da cildin kendisini daha çabuk yenilemesini sağlar. Hücreler daha iyi çalışır ve dermisteki fibroblast denilen hücreler, kollajen ve elastin üretimini artırırlar.
Gözaltı şişliği ve morluğunu, yani koyu renkli halkaları tedavi etmek için üç ila altı seans karboksiterapi tedavisi genellikle yeterlidir. Gözlerin altındaki ince çizgiler ve şişlik azalır, cilt daha sıkı hale gelir. Koyu renkli halkalar, gözaltı morluğu azalır, çünkü kan dolaşımı artar. Bazen şişlik ve koyu renkli halkalar göz altındaki hacim kaybından da kaynaklanabilir. Bu durumda, ışık dolgusu da denilen dolgu maddeleri ile bir tedavi takviyesi yapılabilir.
Çatlaklar için en az altı karboksiterapi uygulaması önerilir. Çatlak daha az görünür hale gelir ve renkleri deri rengine yaklaşır. çatlak derisi kollajen ve elastik üretimi ile nispeten daha iyi hale gelir. Çatlakların tamamen tedavisi çok zordur, bu sebeple mezoterapi, plazma tedavisi gibi tedavilerle karboksiterapi kombine edilebilir. Bu daha da iyi sonuçlar verir.